Herkesin okuyup ta unuttuğu Elif Şafak'ın bu kitabını ben yeni okudum; )
Bizim dayı kızı Sivas'ta İlahiyat okuyor geçenler de dayımlar da rutin kadın günlerinden birini eda ederken kitaplıkta gördüm kitabı resmen gözlerim parladı, yaa şimdiye kadar niye dikkatimi çekmedi diye hayıflandığım gibi :)) "yenge zeynep'e selam söyle aldım bu kitabı okuyunca getiririm" diyerek çantaya indirdim:)) lakiin...
Son zamanlarda YİNE nüks eden göz kuruluğu şikayetim nedeniyle (2005 te çizildirmiştim gözümü öncesinde de uzun zaman lens kullanmış olmam bu rahatsızlığı kabus haline dönüştürdü) kitabı bitirme sürem bayağı uzadı. Zira hiç bir şeye uzun zaman odaklanamıyorum sanki gözüme sanki sabun kaçmış yada yabancı bir cisim kaçmış gibi hem yanıyor hem kaşınıyor hem de sulanıyor... Aman Allahım ne acı, tabi bünye bu kadar kitap okumaya alışık değil kaldıramadı, bir yerden patlak vereceği belliydi :) Ama ben yılmadan usanmadan ağrıyan ve yaşaran gözüme korsanlar hesabi tülbent bağlayarak okumaya devam ettim:)) Tek gözle okudum resmen kitabı, ders çalıştığım dönemde bile bu kadar gayretli olduğum görülmemiştir:))
Ben bu kitabı ilk Gülben Ergen'den duymuştum, bu kitabın bir cümlesi ile ("Hayatım altüst olur diye korkma ne biliyorsun hayatının altının üstünden daha iyi olmayacağını" diyor bir yerinde daha sonra dillerde marş olmuştu bu söz:))) boşanmaya karar verdim demişti tövbe tövbe... Bir kitap insanın hayatını nasıl bu kadar etkilemiş olabilirdi ki, çok merak etmiştim doğrusu zira bu kitabın Mevlana ile Şemsin dostluğundan yani tasavvuftan bahsettiğini de duymuştum, tasavvuf çok ilgi duyduğum ama üzerine eğilemediğim bir konu (maalesef) ama Gülben'ide bir kenara atamam yani :) kitaba atlama nedenim şu an üzülerek ifade edeyim ki ilim irfan tutkumdan öte popileritesiymiş :))
Neyse efenim uzatmayalım; kitap güzel ama Mevlana ve Şemsi anlamak ise niyetiniz çok yavan geldi bana, romanda içime sinmeyen ve beni araştırmaya iten bazı cümlelerde var, bu kitap konu ile ilgili başka kitapları da (güvenilir kaynaklardan tabii) okumam gerektiği hissini verdi bana.
SONUÇ: Tavsiye edilebileceğini düşünmeye çalıştığımı düşünüyorum şu an:)) Anladınız siz onu :))
Bende görsel olarak size bir ziyafet sunmak için niyetlendim, en cicili bicili tepsime jelibonları, çikolataları, en afilli kekleri geçen parktan kopardığım leylak çiçeğini, bir fincan nescafemi koydum (ayy kendim bile hayran kaldım görüntüye:))
fotoğraf makinamı almak için yatak odasına gittim o sırada telefonum çaldı arayan annem, tabi annem olunca laf uzadı biraz, elimde fotoğraf makinası ile mutfağa döndüğümde geride bu görüntü kalmıştı, ıvır zıvırları çocuklar yutmuş, kahveyide eşim tv karşısında hüpletmiş:(( Sağ olsunlar kitaba ellememişler o yerinde duruyordu :)) Banada afiyet bal şeker olsun demek düştü:) Kararlıyım inşallah bir dahaki sefere okuduğum kitabı size nefis bir görüntü ile sunmayı başaracağım:))
Kitabı bu modda okuyamasan bile size bu şekilde serviss edeceğimm:))
HOŞÇAKALIN...
Son zamanlarda YİNE nüks eden göz kuruluğu şikayetim nedeniyle (2005 te çizildirmiştim gözümü öncesinde de uzun zaman lens kullanmış olmam bu rahatsızlığı kabus haline dönüştürdü) kitabı bitirme sürem bayağı uzadı. Zira hiç bir şeye uzun zaman odaklanamıyorum sanki gözüme sanki sabun kaçmış yada yabancı bir cisim kaçmış gibi hem yanıyor hem kaşınıyor hem de sulanıyor... Aman Allahım ne acı, tabi bünye bu kadar kitap okumaya alışık değil kaldıramadı, bir yerden patlak vereceği belliydi :) Ama ben yılmadan usanmadan ağrıyan ve yaşaran gözüme korsanlar hesabi tülbent bağlayarak okumaya devam ettim:)) Tek gözle okudum resmen kitabı, ders çalıştığım dönemde bile bu kadar gayretli olduğum görülmemiştir:))
Ben bu kitabı ilk Gülben Ergen'den duymuştum, bu kitabın bir cümlesi ile ("Hayatım altüst olur diye korkma ne biliyorsun hayatının altının üstünden daha iyi olmayacağını" diyor bir yerinde daha sonra dillerde marş olmuştu bu söz:))) boşanmaya karar verdim demişti tövbe tövbe... Bir kitap insanın hayatını nasıl bu kadar etkilemiş olabilirdi ki, çok merak etmiştim doğrusu zira bu kitabın Mevlana ile Şemsin dostluğundan yani tasavvuftan bahsettiğini de duymuştum, tasavvuf çok ilgi duyduğum ama üzerine eğilemediğim bir konu (maalesef) ama Gülben'ide bir kenara atamam yani :) kitaba atlama nedenim şu an üzülerek ifade edeyim ki ilim irfan tutkumdan öte popileritesiymiş :))
Neyse efenim uzatmayalım; kitap güzel ama Mevlana ve Şemsi anlamak ise niyetiniz çok yavan geldi bana, romanda içime sinmeyen ve beni araştırmaya iten bazı cümlelerde var, bu kitap konu ile ilgili başka kitapları da (güvenilir kaynaklardan tabii) okumam gerektiği hissini verdi bana.
SONUÇ: Tavsiye edilebileceğini düşünmeye çalıştığımı düşünüyorum şu an:)) Anladınız siz onu :))
Bende görsel olarak size bir ziyafet sunmak için niyetlendim, en cicili bicili tepsime jelibonları, çikolataları, en afilli kekleri geçen parktan kopardığım leylak çiçeğini, bir fincan nescafemi koydum (ayy kendim bile hayran kaldım görüntüye:))
fotoğraf makinamı almak için yatak odasına gittim o sırada telefonum çaldı arayan annem, tabi annem olunca laf uzadı biraz, elimde fotoğraf makinası ile mutfağa döndüğümde geride bu görüntü kalmıştı, ıvır zıvırları çocuklar yutmuş, kahveyide eşim tv karşısında hüpletmiş:(( Sağ olsunlar kitaba ellememişler o yerinde duruyordu :)) Banada afiyet bal şeker olsun demek düştü:) Kararlıyım inşallah bir dahaki sefere okuduğum kitabı size nefis bir görüntü ile sunmayı başaracağım:))
Kitabı bu modda okuyamasan bile size bu şekilde serviss edeceğimm:))
HOŞÇAKALIN...
kitabı maalessef popüler zamanında okudum ve çok sevmedim açıkçası.
YanıtlaSilbirincisi beklentim tavan yapmıştı ikincisi mevlana ve şemsin roman kahramanı olmasından rahatsızlık duymuştum. tabii her tarafta alıntılar dolanıyordu belki de bkmıştım falan filan.
o 40 kuralı gerçekten şemsin yazdığını düşünen insanlar da olunca sinirlendim bile diyebilirim.
ne çok duygu yaşatmış meger bu kitap bana :)))
sırf bu yuzden bile okunur diyesim geldi :)))))))
Aynı duygular içindeyim gerçekten :( kitap beklentimin çook altındaydı bazi cümleler sanki içimi acıttı :( bile diyebilirim.
Silbütün yazdıklarını hayranlıkla okudum sivasta okuyan dayının kızı olarak adımın geçtiği postun altına yazmayı uygun gördüm :) klavyem elden düşüyor lambada titreyen alev üşüyor mihriban :) yazdığım her kelimenin samimi olduğunu bilirsin sen. daha var mı başka ne yazmış telaşıyla bir çırpıda okudum yazdıklarını anneliğin evlatlığın eş olmanın iş hayatının hayallerinin çok begendiğim seninle kahkaha atmaya doyamadığım mizah anlayışının birleşme yeri buraysa madem yer imlerime ekliyorum vesselam.sen yaz biz okudukça umut dolalım içimizden mutlu bir yusufçuk kuşunu gökyüzüne salalım...
YanıtlaSilSen varya sen ne tatlı bişeysin :)) çok seviyorum seni :) blogumun tek tanıdık temsilcisi hoşgeldin :))
SilHerkese inat mıdır nedir ben kitabı çok sevdim. :) Evet, hikayemsi bir tarzı vardı. Belli başlı abartmalar beni de araştırmaya itti. Ama okuduğuma hiç pişman değilim. Ben Şems'i il bu kitapta tanıdım. Aşk kitabından sonra Sinan Yağmur'un Aşkın Gözyaşları kitabını serisinden Mevlana ve Şems-i Tebriz'i okudum. Gayet güzellerdi. Tavsiye ederim.
YanıtlaSilŞu aşkın 40 kuralı filan Şems' ait değil. Elif Şafak'ın yazmış olduğu bir şey. Bu konuda saçmaladılar.